Browsing Category

Animasyon

Animasyon

[Öneri] Marnie Oradayken (When Marnie Was There)

24/06/2023

Merhaba,

Animasyon köşemde yüreğinizi sıcacık edecek, biraz da hüzne sürükleyecek bir öneri ile karşınızdayım. Hepimizin hayatta acı bir durumda olsa maalesef kayıpları vardır. Kaybettiklerimizi anılarımızda hayal edip, sohbetlerimizde değinerek yüreğimizde elimizden geldiğince yaşatmaya devam ederiz. İşte “Marnie Oradayken” bize kaybettiklerimizin her daim yanımızda olduğunun mesajını anlatan çok güzel bir animasyon. 🙂

Konusu:

Anna, koruyucu ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Yazı geçirmek için doktorun tavsiyesiyle Hokkaido şehrindeki bir kasabaya gider. Burada bataklığın yanındaki gizemli bir konak ilgisini çeker. Konakta yaşayan Marnie adında bir kızla arkadaş olur. Anna yeni arkadaşının etrafındaki gizemi merak etmeye başlar.

Fragman:

İyi seyirler diliyorum, sevgiler. 🙂

Animasyon

[Öneri] Raya ve Son Ejderha (Raya and the Last Dragon)

31/01/2023

Merhaba,

Animasyon önerimde Raya ve Son Ejderha ile karşınızdayım. Fantastik ve bir o kadar da eğlenceli bir içeriğe sahip olan filmimiz de soluksuz dakikalar geçireceğiniz konusunda şüphem yok. 🙂 Ayrıca ejderha teması her zaman ilgimi çeken bir tema olmuştur özellikle odağınızda olan bir figürse çok beğeneceğinize eminim.

Konu: 500 yıl önce insanlar ve ejderhaların birlikte barış içinde yaşadıkları Kumandra bölgesinde, bu huzur ortamına dehşet saçan Druun isimli canavarlar ortaya çıkıp halkı taşa çevirmeye başladığında bu dehşete son vermek de ejderhalara düşmüştür. Ejderhalar halkı kurtarmak için kendilerini feda ederler ve Druun’ları yok ederler. Ancak halk bu fedakârlığı asla unutmaz ve bu yüce fedakârlığın anısına da Kalp, Diş, Omurga, Kuyruk ve Pençe isimli şehirleri kurarlar. Ancak bu şehirlerin en önemlisi Kalp şehridir çünkü bu şehirde ejderhaların güçlerini birleştirip, Druun’ları taşa çevirmek için kullandıkları Ejderha Mücevheri koruma altında bulunmaktadır.
Bu dönemden sonra halk korkusuzca tam 500 yıl geçirir ancak beş yüz yıl sonra bu korkunç canavarlar yeniden geri dönerler. Druun’laruın geri dönmesinin sebebi ise Diş şehrinin Ejderha Mücevherini çalmak için giriştiği eylemdir. Ejderha Mücevherinin kırılmasına sebep olan Diş şehrinin liderinin kızı 500 yıldır uyuyan canavarları da uyandırmış olur. Bu sırada da Raya’nın bu eşsiz mücevheri korumak için eğitimi başlamıştır. Ama yeniden uyanan Druun’lar çoktan halka yeniden dehşet saçmaya başlamışlardır bile. 

Keyifli seyirler. 🙂

Fragman

Animasyon

[Öneri] Komşum Totoro (My Neighbor Totoro)

31/07/2022

Merhabalar,

Animasyon köşemde içinizi sıcacık ısıtacak, sizi hayal dünyasına ve çocukluğunuza götürecek bir öneri ile karşınızdayım. 🙂 Komşum Totoro, konusu ve karakterleri ile diğer tüm animasyonlardan farklı bir enerjiye sahiptir. Gizemli aynı zamanda büyülü bir havasının olduğunu düşünüyorum. İzlerken umarım keyif alırsınız. 🙂

Totoro aynı zamanda Studio Ghibli firmasının maskotudur. Studio Ghibli animasyon filmlerinde ilk başta görünen mavi ekranda karşımıza çıkmaktadır.

Konu: Mei ve Satsuki, bir üniversitede profesör olan babalarıyla birlikte, bir hastanede tedavi gören annelerine daha yakın olmak için bir köye taşınırlar. Çok geçmeden küçük kardeş Mei, orman ruhlarını görmeye başlar ve en sonunda Totoro ile tanışır. İki kız kardeşin hayatı, annelerinin hastalığı, günlük olaylar, Totoro ve çeşitli orman ruhlarıyla birlikte değişik bir hal almaya başlar.

Fragman

Animasyon

[Öneri] Ateşböceklerinin Mezarı (Grave of the Firefiles)

19/02/2022

Merhabalar,

Animasyon önerimde bu kez karşınıza izlemeye başlamadan önce duygusal biri iseniz mutlaka peçete bulundurmanızı önerdiğim bir eserle karşınızdayım: Ateşböceklerinin Mezarı. İnanılmaz derecede duygu yüklü, derin düşüncelere sürükleyen ve hüzünlendiren bir yapısı var. İlk izlediğim zaman “ben ne izledim böyle” dedirten etkide bırakmıştı ve etkisinden çıkmak zor olmuştu.

Konusuna bakacak olursak: 2. Dünya Savaşı devam etmektedir. 14 yaşındaki Seita ve 4 yaşındaki kız kardeşi Setsuko, babaları donanmayla birlikte savaşa gittiği için anneleri ile birlikte yaşamaktadırlar. Bir Amerikan hava saldırısı sırasında anneleri ölür ve teyzeleri tarafından evlat edinilirler. Teyzelerinin evinde gördükleri muameleden rahatsız olan kardeşler, kendi başlarına yaşam savaşı vermeye başlarlar. Bu süreçte açlık, önyargı ve kendi gururları ile mücadele eden kardeşler kendi savaşlarını verecektir..

Keyifli seyirler diliyorum, fragmanını da ekliyorum. 🙂

Animasyon

[Öneri] Yüreğinin Sesi (Whisper of the Heart)

26/11/2021

Merhaba, animasyon önerilerimde bu kez beni izlediğim an büyüleyen, derin hayallere iten Yüreğinin Sesi ile karşınızdayım.

Hayat bizi bazen hiç beklemediğimiz bir anda sürprizlerle karşılaştırabiliyor iyi veya kötü. Yüreğinin Sesi animasyonu da bu sürprizi en samimi haliyle yansıtan, sıcacık bir aile eseri. Konusuna bakacak olursak: Büyümek ve hayatın bazı gerçekleriyle ilk kez yüzleşmek… Senaryosunu üstat Hayao Miyazaki’nin yazdığı animasyon film, 14 yaşında ergenliğe henüz adım atmış, kitap okumayı ve yazmayı tutku derecesinde seven Shizuku’nun günlerini anlatıyor. Ortaokul öğrencisi olan Shizuku anne-babası ve ablasıyla birlikte yaşamakta. Kütüphaneden sürekli ödünç kitap alıp okuyan genç kız, bir gün aldığı her kitabın kartında  Seiji Amasawa adlı çocuğun ismini görür. Anlaşılan onun okuduğu her kitabı ondan önce bu genç çocuk da okumuştur. Shizuku tam bu çocuğu merak ettiği günlerde trende giderken tanıştığı şişman bir kedi sayesinde gizemli ve harika bir antikacı dükkanı keşfeder. Seiji’yle yolu bu dükkanda da kesişir. Seiji dükkanın sahibinin torunudur ve bir keman virtüözü olmayı amaçlıyordur. İkisi bir süre sonra arkadaş olurlar. Seiji, Shizuku’ya gelecekte yapmak istedikleri için cesaret verir. İkili arasında giderek daha sağlam bir bağ kurulur.

Tanıtımını da ekliyorum, keyifli seyirler. Umarım beğenirsiniz. 🙂

Animasyon

[Öneri] Prenses Mononoke (Princess Mononoke)

02/09/2021

Merhaba, animasyon önerilerim de bu kez karşınıza Prenses Mononoke ile geliyorum. Hayao Miyazaki yapımı olan Prenses Mononoke hayvansever olan izleyiciler için şiddetle önerdiğim bir animasyon filmidir. Bu animasyon filminde aslında derinlerde saklı olan bir mesaj gizli; yaşadığımız dünyanın doğaya ait olduğunu, doğayı kızdırdığımız takdirde yaşayacağımız kötü olayların fantastik şekilde ele alındığı ve bunu iliklerimize kadar hissettiren ögeler karşımıza çıkmakta.

Filmin Konusu: Aşitaka, köyüne saldıran şeytanlaşmış domuz tanrıyı öldürürken şeytanın koluna bıraktığı izi ölene kadar taşıyacaktır. Aşitaka, bu lanetin geldiği yeri öğrenmek için köyünden uzaklaşır. Gittiği yerlerde Demir Şehri adında demir madenini işleyip ölümcül silahlar yapan ve bu silahları ormanın hayvanlarıyla savaşmakta kullanan Leydi Eboşi ile karşılaşır. Aşitaka bu savaşa son vermek için daha önce karşılaştığı kurt kızı San ile birlikte kendini bu savaşın içinde bulur. Aşitaka hem barışı getirmek hem de kurt kızı San’ın güvenini kazanmak için mücadele edecektir.

Filmin fragmanını ve bir müziğini de yazıya ekliyorum, umarım beğenirsiniz. Keyifli seyirler…

Animasyon

[Öneri] Rüzgarlı Vadi (Valley Of The Wind)

16/06/2021

Merhabalar, animasyon film önerilerim de önceki yazımda Asyadan Amerikaya doğru yol alarak farklı bir tavsiye de bulunmuştum bu yazım da tekrardan Asya animasyonlarına dönüş yaparak Hayao Miyazaki’nin yönettiği Rüzgarlı Vadi önerisinde bulunacağım.

Rüzgarlı Vadi aslında bize gelecekten haber veren bir animasyon diyebiliriz. Kimyasal atıklar sebebiyle artık hava solunamaz hale gelmiş ve insanlık yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Böcekler, kalan temiz havanın daha fazla kirlenmemesi için doğayı insanlardan koruma görevini üstlenmiştir. Bu animasyon filmi ile tanışma öyküm de aslında diğer Miyazaki eserleri ile ortak ilerledi diyebiliriz. Animasyon filmlerini izledikçe başka bir Miyazaki eserini bir an önce izleme isteği içime dolup taştı ve Rüzgarlı Vadiyi izlemeye başladım. Rüzgarlı Vadinin gerçekten çok farklı bir öyküsü ve enerjisi var, tam olarak ifade edemediğim bir çekiciliğe sahip izlerken seyirciyi derin düşüncelere sürükleyen bir yapısı var.

Umarım filmi izlerken eğlenirsiniz, sizlere Rüzgarlı Vadiden bir müzik bırakıyorum. İyi seyirler. 🙂

Animasyon

[Öneri] Koralin ve Gizli Dünya (Coraline)

02/05/2021

Merhaba. Animasyon önerilerimde bu kez Asya tarafından uzaklaşarak Amerikaya doğru yol alıyoruz. 🙂 Koralin ve Gizli Dünya animasyonunu izlediğiniz zaman bir animasyon filminin bir gizem – gerilim türündeki bir film ile yarışabileceğinin kanısına varıcaksınız. Çizim olarakta diğer animasyon filmlerinin aksine daha farklı bir teknik kullanılmış, tekniğimizin adı stop motion. Bu sebeple izlemeye başladığınız da biraz garipseyebilirsiniz şahsen bende öyle olmuştu. 🙂

Konu olarak gerçekten çok akıcı bir içeriğe sahip aynı zamanda bu içeriğin ürkütücü bir yönü de var. Koralin ve ailesinin taşındığı yeni ev yani pembe saray aslında göründüğü gibi pembe düşlere kapı açan bir yer değil. Evin çok farklı bir gizemi var elbette bu gizemi çok küçük dahi olsa paylaşmayacağım çünkü o zaman tüm büyüsü kaçar. 🙂

Bu animasyon filmini yeğenlerimle beraber izlemiştik. Yeğenlerim normalde animasyon filmlerini mecbur kalmadıkça tercih etmezler bu yönden bana pek benzemiyorlar. 🙂 Elbette animasyonu izlemeye başladığımızda bir saniye bile gözlerini ayıramadılar çünkü bu kadar ilgi çekici bir filmle karşılaşacaklarını tahmin edemiyorlardı hatta öyle beğendiler ki film sonrası koşa koşa ev halkına anlatmaya başladılar. 🙂 Ee o zaman keyifli seyirler…

Animasyon

[Öneri] Gökteki Kale (Laputa: Castle in the Sky)

14/02/2021

Gökteki Kale denilince hepimizin aklına en başta gökyüzünde süzülen bir başına duran kale motifi belirecektir ki doğru bir düşüncedesiniz. 🙂 Küçükken hayal ettiğim bir dünya vardı şuanda da bazen kendimi huzursuz hissettiğim de o dünyama kaçar sorunlardan kendimi uzaklaştırırım. Bu dünyamda birbirinden farklı canlılar, büyü gücü, her etnik kökenden insanlar bulunuyor yani öyle küçük bir kasaba değil bildiğiniz görkemli bir saray gibi hayal ederdim ve ediyorum. Gökteki Kale animasyonu yine Hayao Miyazakinin yazıp yönettiği Studio Ghibli firmasına ait olan 1986 yapımı fantastik – macera türünde bir eser. Şuan ki IMDB puanı ise 8 / 10. 35 yıl öncesine dayanan bir animasyonun günümüz animasyonlarını geride bırakmasının içerisinde yatan konu zenginliği bu puanından bile bize gülümsüyor.

Gökteki Kale animasyonu ile tanışmam aslında artık önceki yazılarımdan da görebileceğiniz üzere bir Miyazaki – Studio Ghibli halkasının bir parçası olmasından kaynaklı. Animasyon filmlerin de bir animasyon filmi ne kadar etkileyici olabilir veya bizi bir film kadar derinlere sürükleyebilir mi algısı vardır ama benim izlediğim her animasyonla aslında bunun tam tersi olması gerektiğini düşünmeye başladım. Gökteki Kale animasyonunu ilk izlediğim zaman Laputa olarak adlandırılması ve bu ismin bende uyandırdığı gizem hissi soluksuz izlememe sebep olmuştu ilerleyen dakikalarda ise ismin sadece kayıp şehrin isminden daha fazlası olduğunu anlamam çok uzun sürmedi çünkü çok önemli bir detayı baş karakterlerin ikili diyalogları sırasında veriliyordu. Sizlerde izlediğinizde veya izlemiş iseniz hangi kısımdan bahsettiğimi çok iyi anlayacaksınız.

Karakterleri, hikayesi, betimlemesi hele hele müzikleri ile beni mest eden bir animasyon filmi olmuştu. Öyle ki müziğini bazen canım sıkılınca açıp dinlerim ve içimi huzur kaplar. Sizlere de müziğini aşağıya bırakıyorum ve mutlaka dinlemenizi öneriyorum. Bir an önce filmi açıp izleyin ve kendi Laputanızı hayal etmeye başlayın. 🙂 Sevgiler…

Animasyon

[Öneri] Yürüyen Şato (Howl’s Moving Castle)

14/01/2021

Tekrardan merhabalar… Finaller, iş yoğunluğu, koşuşturmacalar derken hayatın temposuna yine kendimizi kaptırdığımız bir süreç oldu. Efenim bu yoğunluk içerisinde tabi ki yorgunlukta kendini göstereceği için yorgunluğunuzu bedeninizden ve zihninizden uzaklaştıracağınız mükemmel bir animasyon film önerisi ile karşınızdayım. Bu önereceğim film Diana Wynne Jones kaleminden yapımcılığını Toshio Suzuki’nin üstlendiği yönetmen koltuğunda ise Hayao Miyazaki’nin olduğu bir eser.

Eskiden evlerimizde ki çoğunuzda hala bulunuyordur VCD / DVD vardı tabi günümüzde artık teknoloji bu iki cihazın gölgede kalmasına sebebiyet oluştursa da hala evlerimizde mevcut. Bizim evde VCD olan versiyonu vardı CD takıp film izler müzik dinlerdik ve onun keyfi bir başka olurdu. Oturduğum semtin merkez noktasında bir CD dükkanı vardı burayı ilk keşfettiğim de kendime göre pek bir şey bulabileceğimi düşünmemiştim genelde içeri ilk girdiğiniz de korku, gerilim, aksiyon tarzı filmlerin yoğun olduğu raflar bulunuyordu biraz daha detaylı incelediğim de köşe kısımda animasyon filmlerinin bulunduğu bir alan gördüm tabi benim gözler o an bir parladı. 🙂 Biraz kurcalamadan sonra gözüme Yürüyen Şato çarptı ve hemen satın aldım bir heyecan içerisinde eve gelerek hemen VCD’yi açtım. Ruhların Kaçısı filminden sonra keşfettiğim bir film olduğu için içeriğinin aynı stüdyoya ait olduğunu biliyordum zaten belirtilmişti o yüzden beklentim de çok yüksekti. Film başladıktan sonra daha ilk dakikalardan sizi heyecanlandıran, acaba nasıl ilerleyecek düşüncesine iten bir izlenim zihninizde oluşmaya başlıyor. Müzikler, Kötülükler Cadısı karakterinin garip yardımcıları, Howl’un yürüyen şatosu, ateş cini Calcifer’in şirinliği, Şalgam kafa bambaşka bir dünyanın kapılarını aralatıyor. 🙂

Spoiler olmaması için yüzeysel bahsedeceğim bir nokta var, filmi izlediğiniz de veya zaten izlemiş olanların en etkileneceği sahne bana göre Sophie’nin Howl ile ilgili bir takım gerçekleri ve yaşadığı süreci göreceği sahneler. Tabi bu benim görüşüm sizlerin ki daha farklı olabilir ama bu sahnede gerçekten filmin tam o anlaşılması gereken zincirini burada görebiliyorsunuz ve hikaye rayına oturuyor. Şimdiden keyifli izlemeler diliyorum, sevgiler… 🙂